28 Kasım 2008 Cuma

tanrım, beni baştan yok et..


sabah tv'yi açtım.

bir kadın ve bir adam. amerikalı.

adam da kadın da eskiden çok şişmanmış.
kadın ya da adam 45 kilo vermiş (hangisi emin değilim).

adam diyor ki; "hep düşünürdüm "bi kilo versem kadınlar bana hasta olacak" diye, verdim kiloları gelen giden olmadı".. sonra bu kadın ve adam tanışmışlar günün birinde. kadın diyor ki "birinin bana aşık olacağı hiç aklıma gelmezdi". neden? çirkin çünkü. (resmi olsa da koysam. çirkinmiş hakkaten ama öyle öcü gibi de değil...) ama olmuş işte, adam kadına aşık olmuş, kadın da o kapısını kimsenin çalmadığı adamın kapısını çalmış.. adam kadına evlenme teklif etmiş. ama bu arada hayatlarını değiştirecek o "muhteşem" haberi almış bu sevimsiz olduğu kadar birbirini seven çift; amerikanın en muhteşem tv şovu "beni baştan yarat"a çift olarak katılabileceklermiş..kadına yapılması gerekenleri saymaya başladılar kaşlar kalkacak, göz altlarına kolajen dolgu yapılacak, dişleri, burnu yapılacak, karnı düzleştirilecek, poposu kaldırılacak, göğüslerine silikon takılacak vs. şeklinde uzayan bir liste, 2 ayrı ameliyat serisi hazırlamışlar.. adama neler yapılacağına bakamadım.. kadını yatırdılar masaya, kestiler biçtiler, diktiler, yeni kıyafetler, yeni saçlar yapıldı. adam kadını düğünde görecek, duvak kalkacak altından yeni kadın çıkacak. kadın da adamı ilk kez o zaman görecek..
bekledim, neler olacak diye görmek istedim.
gelin geldi, duvak kalktı, damat bakakaldı. tam manasıyla bir "bakakalmak".
hani normal prosedür gelini öpmek ya, kadın gülüyor yeni yapılmış A4 beyazlığındaki dişleri ile geniş geniş, adam bakıyor bu kim diye : )

peki şimdi nasıl olacak?
yani tamam, insan karşısındakinin "içini" sever vesaire vesaire de, içi dışı neyse bi seçim yapılmış, bi insan sevilmiş.. sonra tanrıcılık oynayan bi grup insan gelmiş, onu ayak parmağından saç teline değiştirip sana vermiş..
yeni baştan sevmek gerekmez mi o insanı?
sevdiğimiz insanları saçma kusurları ile sevmez miyiz?
hatta belki de o kusurlar ile daha çok..
sivri burnuyla mesela, kepçe kulaklarıyla,
ne bileyim ben, "ona ait olan"la sevmez miyiz?
onca sene birlikte olduğum adamı "o iyi değildi, al biz sana bunu yaptık" diye verseler, mahrecine iade ederim ben, fikrim budur :)

estetik cerrahiye karşı mıyım acaba ben diye düşündüm sonra, çünkü bu "tanrıcılık oynamak" kısmı da sinirlerimi bozdu ve daha evvel hiç böyle düşünmemiştim. karar verdim, değilim. estetik cerrahi güzel bir şey, ama günlerdir üzerinde durduğumuz gibi "her şeyin azı karar çoğu zarar".. yani burnundan çok rahatsızsan gider kendine yeni bi burun yaptırırsın belki ama derini yüzdürüp yerine kaplama yaptırmak değilmiş bana makul gelen, bu sabahta bunu öğrendim..

Hiç yorum yok: