19 Kasım 2008 Çarşamba

ne tuhaf şimdi..

varlığına alışmak ne kolay olmuştu, yokluğuna alışmak da bir okadar zor oluyor..

çok zaman önce dediğim gibi, alışkanlık keşke edinildiği hızla kaybedilebilseydi.

bugün 8. gün, bir manası yok gün saymanın, eksilen bir sayma değilse bu..
"8 gün kaldı" demek isterdim elbette, seni yeniden görmeye, oysa şimdi sonsuza doğru uzayan bir süreye artarak giden bir özlemi sayıyorum sadece..

dün gece, biliyorsun, bekledim yine, gelmedin. oysa eskiden sana "rüyama gel de sarılayım sana" dediğimde, geliyordun. evine geldim, odana girdim çıktım, senin sokaklarında, senin köpeğinle, seni aradım, yoktun canım. hiç bir yerde bulamadım.

karanlığa açtım gözlerimi, içleri su ile doldu yine, gökyüzüne dikilip beklediler sabahı, merak ettim acaba bana kızgın mısın ondan mı gelmiyorsun diye..

rüyalar, özlem gidermek için bir yoldu bir zaman, şimdi emin de değilim esasen, görsem daha mı çok özlerim seni..

bu bayan vokal diyor ki, sil baştan başlamak gerek bazen, bir de formülünü verse, nasıl oluyormuş sil baştan başlamak, her şeyi unutmak, sil baştan sevmek falan, ne ile yapılıyormuş.

bu hafızanın yüreğime koyduğu yükü, biri kaldırsın.

bir ameliyata ihtiyacım var. çok uzun bir ameliyata. beynimi alsınlar ya da kalbimi, eminim benden daha mutlu bir şekilde kullanacak birileri vardır her ikisini de..

o adam da soruyordu ya, benim de aklıma o takılıyor ama,
kalp nakli yaptıranlar, aşkları da devralır mı acaba?
benim kalbimi alan olsa, aynı yürek ağrısını,
çeker mi acaba?

seni rahatsız etmek istemiyorum, uykudaysan şimdi, uyanacaksan bir gün, dedikleri gibi bir hayal değilse eğer bir gün bir yerde yeniden bir araya gelmek, beklediğin süreyi rahat geçirmen için, inan her gün defalarca kere yakarıyorum tanrıya. kendim için değil mesela, acımı azaltması, sabır vermesi, beni iyi etmesi için değilde, seni orada, şimdi olduğun yerde, toprağın altında ya da göğün kaçıncı katındaysan oralarda, sıcak tutması, huzur vermesi, mutlu etmesi için, inan her gün konuşuyorum onunla..

Hiç yorum yok: