18 Haziran 2008 Çarşamba

göğsüm ağrıyor (not the expression, literally ağrıyor). iman tahtası imiş ağrıyan yerin adı. bir tahtam eksik derken kastettiğim tahta bu olabilir mi acaba? sıkıntıdan yahut üzüntüden fiziksel bir acıya kendim yol açmadığım sürece bu tip şeylerin başıma gelmesine alışık değilim. anxiety attack olabilirmiş (bilirkişi raporuna göre..). aman ne güzel. tam da eksik olan şeydi

answer 2:

"There" is no better place than "here." When your "there" has become a "here", you will simply obtain another "there" that will again look better than "here."

16 Haziran 2008 Pazartesi

what does love mean?




"When someone loves you, the way they say your name is different. You just know that your name is safe in their mouth."

Billy - age 4


"Love is when you tell a guy you like his shirt, then he wears it everyday."

Noelle - age 7


"I know my older sister loves me because she gives me all her old clothes and has to go out and buy new ones." (Now THIS is love!)

Lauren - age 4

14 Haziran 2008 Cumartesi

çok yorgunum, beni bekleme kaptan..

çok yorgunum gerçekten. yataktan kalkalı dakikalar oldu henüz biliyorum ama hiç gücüm yok. soluk almakta güçlük çekerek uyandım. ağlayarak ve nefes almaya çalışarak. uyanınca geçer sandım, beter oldum. hangisinin gücü daha fazla, hangisi daha kötü? gördüğüm kabuslar mı, yaşadığım kabuslar mı? hangisi daha gerçek? nefes aldıkça göğsüm daralıyor şimdi, göğsümdeki fil bir kalkıp bir oturuyor, göğsümü eziyor.

12 Haziran 2008 Perşembe

I'M AS FAKE AS A WEDDING CAKE


Ümitsizliğe kapılma.

Müziği hatırla.

Saçlarının uçuşmasını.

Rüzgarı.

Gözlerini kapatıp gülümsediğin anları.

An.

Bir tek an için yaşadığını hatırla.
Uçuştuğunu, eteklerinle ve saçlarınla beraber.

Sahilde yürüdüğünü.

Ayaklarının kumlara batmasını, kumların ayaklarına batmasını.

Akşam olmasını hatırla.

Güneşin batmasını.

Beklediğini ve bulduğunu hatırla.

Şükrettiğin bir takım zamanlar yaşadın.

Az ve öz oldular evet ama değer dedin.

Gece vakti tam gaz giden teknede kollarını iki yana açtın, kahkahalarla gülerken montunu üzerinden çıkardın, tshirtünü üzerinden çıkardın, kahkahalarla gülerken kendine bir baktın ve güldüğünü gördün.

Mutlu olduğunu göğsün yanarak hissettin.

Lütfen bunu hatırla şimdi.

Olduğun yerden mutsuzluk duymak yerine, o mutluluğu anımsayarak yeniden hissetmek mümkün mü?

Tekrarla, mutluluğun sahtesi olmaz.

mutluluğun sahtesi olmaz.

mutluluğun sahtesi olmaz.

mutluluğun sahtesi olmaz.

mutluluğun sahtesi olmaz.

mutluluğun sahtesi olmaz.

mutluluğun sahtesi olmaz.

mutluluğun sahtesi olmaz.

mutluluğun sahtesi olmaz.

mutluluğun sahtesi olmaz.

mutluluğun sahtesi olmaz.

mutluluğun sahtesi olmaz.

mutluluğun sahtesi olmaz.

mutluluğun sahtesi olmaz.

mutluluğun sahtesi olmaz.

mutluluğun sahtesi olmaz.

mutluluğun sahtesi olmaz.

mutluluğun sahtesi olmaz.

mutluluğun sahtesi olmaz.

mutluluğun sahtesi olmaz.

mutluluğun sahtesi olmaz.

mutluluğun sahtesi olmaz.

mutluluğun sahtesi olmaz.

mutluluğun sahtesi olmaz.

mutluluğun sahtesi olmaz.

mutluluğun sahtesi olmaz.

mutluluğun sahtesi olmaz.

mutluluğun sahtesi olmaz.

mutluluğun sahtesi olmaz.

mutluluğun sahtesi olmaz.

mutluluğun sahtesi olmaz.

mutluluğun sahtesi olmaz.

mutluluğun sahtesi olmaz.

mutluluğun sahtesi olmaz.

mutluluğun sahtesi olmaz.

mutluluğun sahtesi olmaz.

mutluluğun sahtesi olmaz.

mutluluğun sahtesi olmaz.

mutluluğun sahtesi olmaz.

mutluluğun sahtesi olmaz.

mutluluğun sahtesi olmaz.

mutluluğun sahtesi olmaz.

mutluluğun sahtesi olmaz.

mutluluğun sahtesi olmaz.

..

dene(me)

daimi mutsuzluk yoktur.
daimi mutluluk yoktur.
daimi olan hiçbir şey yoktur.
doğanın dengeli olduğunu idda edenler dengesizin başkanıdır.
kendi dengesini bulmaya çalışanlar denemelerini gaz-debriyaj yahut tahteravalli(bir italyan ressam kendisi) üzerinde denemelidir.
denemezlerse yanılmazlarda, buna deneme-yanılma denir.

yan çukuruma..

çukur kaz bana çabuk.

tabanlarım su topladı, artık yürümek istemiyorum dediğimde, bana destek olduğunu sananlar tarafından yaşamak zorunda olduğuma inandırıldım ve daha iyi günler olduğuna inananlar tarafından saçlarımdan sürünerek ilerlemeye devam ettim.

ilerlemek?

bu ne demek?

gerçekten nereye doğru ilerlemekte olduğumuz konusunda hiç bir fikrim yok, aslında sizin de yok.

daha iyi günlerin bizi beklediğine sizin kadar inanç duymadığım için bana şaşkınlıkla bakan gözlerinizin çukurlarının arkasında beyin yerine hep bende olduğunu idda ettiğiniz hayal gücünden başka ne olduğunu söyleyebilirsiniz?

gerçekleri görmemek üzere yetiştirilmiş ve bu sayede inancınızı korumuş olabilirsiniz. ben yetiştirilemedim.
evet, çok uğraştılar.
genel geçer denen şeyleri, tüm o ahlak kurallarını, beklentileri ve yaşam sevincini içime koyabilmek için okadar çok uğraştılar ki, sırf onları üzmemek adına ben bile dönem dönem kendimi kandırabileceğimi sandım. kendisi inanmayıp, inananları yarı yolda bırakmamak adına emeklemeye devam eden tüm arkadaşlarım gibi..
işe girmek, dedikodular dinlemek, para kazanmak, maaş beklemek, sigortam yatıyor mu diye sormak, iş arkadaşı denen şeyin sahteliğine alışmak, kendi istediğin değil korunmak için takmak zorunda olduğun maskelerden seçmek..

seçtim, beğendim, aldım. telefonlarda pazarlıklar yaptım, mal aldım, mal sattım, fatura kestim, imza attım, sinirlendim. sahteliğimi unutup, içerisinde akşam birası ile bir nefeslik yer açarım ve bana yetebilir sandım. bir baltaya sap olmanın şart olduğuna kısa sürelerce kendimi tekrar tekrar inandırmayı denedim.
başardım. hahahaha.. başardım :)
hepimiz ne kadar da mutlu olduk.. diz boyu etekler diyarında diz kapaklarımdaki yaraları sakladığım sürece kimse gerçekten kimsin sen diye sormadı. ben bile.
kimsin sen?
kimsin, ve bizden ne istiyorsun?
önümüzdeki 5 sene içerisinde kendinizi nerede görüyorsunuz?
bunu sadece işe alırken soruyorlar.
ve siz "ben şu anda kendimi göremiyorum" diyemiyorsunuz.
kendimi yarın göremiyorum.
kendimi önümüzdeki sene göremiyorum.
hayır.
istenen cevap 5 sene içerisinde dünyayı ele geçirip paranın amına koymak istediğini uygun bir dille anlatabilecek cengaverler. uygun bir dilim yok benim, ancak dil çıkarıp kaçarım icap ederse.

şirket koridorlarında tıkırdayan ayakkabıların topukları "çimene yat" diye beynime beynime vurmasın diye, tüm bunları unutmaya çalıştım.
sadece para kazanmak için çalışmayanları anlamaya çalıştım.
her şeyin gerçek olduğuna inananları anlamaya çalıştım.
çalışmadım mı amına koduklarım? söylesenize..
bu kadar oldu işte.

yürümek istemiyorum işte. ilerlemek istemiyorum. durdurabildiğim zamanlarım var benim.
bu dünyaya göre değilim diyemeyecek kadar liseli değilim, amanın çok yaşlandım eyvah da, beynim aynı yerde sek sek oynarken ben ne yapayım?

bir çukur kazar mısınız? içine girip azıcık uzanayım..

9 Haziran 2008 Pazartesi

e.

sanki bütün o şeyleri ben yaşamadım. sanki bütün o yollardan buraya kadar ben yürümedim. şimdi ayağımı bastığım yerler öyle yumuşakki, içine girivericek sanıyorum ayaklarım. yanımda olduğun için sen ve benden başka kime teşekkür etmem gerektiğini bilmiyorum, belki, kader mi? temizlik yapıyor musun sen diye soran o küçük kız çocuğundan fersahlarca uzaktayım, temizlik yapmıyoruz biz, kirlenebildiğimiz yere kadar.. kulağımın arkası kaldı (bugün sana dediğim gibi) bir sikmek isteyen çıkarsa diye onu da uzatıyorum, isa'nın dediği gibi tokat yedikçe yanağımı uzatıyorum, diğer yanağımı değil ama, aynısını, bir daha vur, daha çok acıt.. tüm insanlıktan nefret ediyorum, ama bu dünya bana en azından seni verdi, bu sebeple müteşekkir olmam gerekiyor bunu biliyorum. (müteşekkir tek ş ve çift k ile yazılıyor ve buna bu saatte dikkat eden bir tek sen ve ben varız..)ömür boyu yanımda kal, tanrıdan dilemek için son bir dileğim kalmışsa eğer, bunu dileyebilirim..

from g. to y. with love..

We met for a moment and then it's goodbye
but I just lived a lifetime with you in my mind
what would it be to live in your world
if you were my boy and I was your girl

it's crazy this spell you have me under
I know it can't be but I'll always wonder
what would my life be living in your arms
I feel I'll never know
and what would you say
if I were to stay
and just go your way

this is where you lose your mind
and just let your heart unwind
you're blind don't lose control
you're mine don't lose it all

we meet for a moment and then it's goodbye
but I just lived a lifetime with you in my mind
what would it be to live in your world
if you were my boy and i was your girl

it's crazy this spell you have me under
I know it can't be but I'll always wonder
what would my life be living in your arms
I feel I'll never know
and what would you say
if I were to stay
and just go your way

Could you fill in the blanks in my story
tell me what I'm missing what you could be for me
what would I find if I followed your path
all the things I long for that I've never had

it's crazy this spell you have me under
I know it can't be but I'll always wonder
what would my life be living in your arms
I feel I'll never know
and what would you say
if I were to stay
and just go your way