12 Ocak 2008 Cumartesi

umut verebilecek her yalana yatkınım. .

bugünü düzmek için yazıyorum. bugünü siktir edip unutmak. sessizlik öğreniliyor çünkü. hemencecik bir hastane odasında, arkadaşın acıdan sayıklarken,
kımıl kımıl parçası kopmuş bir deniz yıldızı gibi; kalan gözleriyle,, kalan elleriyle,, kalan..... UYUT SENİ ELLERİM,, ahh uyut seni.
sessizlik öğreniliyor. sessizliğim belli oluyor.
adil davran bana ellerim,, uyut seni ellerim.
hemen o gece ucuzluktan aldığım kanatlarla bir kaçış planladım. hemen orada, botlarımın yanına düşen ter kokulu veda mektubuna inanıp uçtum.
uçtum..... makyajımın bozulmamasından ve gereğinden çok kan akıtamamamaktan korktum. gülen, çığlık atan, istasyon tellerine takılan bir melek oldum..
belki kese kağıtlarından saraylar yapacağımız delilik haklı bir gururla dolar. dolar da birbirimizi anlama sınırlarımızı yıkarız. bişey olur. nedir bu diye
soramayacağımız kadar güzel bişi.
hayatta kaldığımı düşündüğüm karanlık, portakal rengi bar tuvaletleri geliyor aklıma. sürünerek, sakat ya da terk edilmiş bir düşe tutunarak dışarıya çıkmaya çalışıyorum.
yalancı düşlerim, yalancı annem, yalancı portakal rengi satıcısı.. tuvalet kağıdının kenarları bacaklarımı kesiyor, kan akıyor, miydem bulanıyor....
hayııııııııııııııııııır, ben yapmadım.o,nu bir çocuk gibi öpmüştüm. dışarısı soğuk, ölür diye içime sokmuştum. kaybettim..
"elimde bir tek ben kaldım yalancı" diye bağırırken. artık onu bulamam, çünkü donmama hakkımı kazandım.!!
yaşamak isteyen bir yanım var biliyorum ama takılıp kalıyorum. taaa içimde bir başka hayat debeleniyor.. taa içimde..:oysa zarifçe vedalaşacaktım
her parçamla.
kazanmak zaten yakışmazdı bana. kazananların,, onların yakalarında LOVE STORYler, ölürken bile dişlerini fırçalayan, koltuk altlarını deodorantlayan
aşklar var.
her ayağa kalkıp düştüğümde nefes ayarı yaptım. yaptım,, yaptım.....onlara baktım baktım...
kahretsin,,, sevgilimin gözlerini öpecektim oysa. gerilmiş bir ok gibi kalbimi yaralayn kirpiklerini... ölümümü izleyecektim. seni hiç sevmiyorum diyecektim..
bana vaat ettiğin gazoz şişelerinden yapılmış şehirlerarası yolları anımsıyorum. depremde kurtarılacak ilk şeydi bakışların. sarılacaktık, bakkala gidecektik.
ama ne yaptın? kanımı taşıyan bardağı devirdin..
gururun kapı ziline basıp kaçmak istiyorum.
umut verebilecek her yalana yatkınım. .
seni öyle özledim ki utanıyorum.
her elveda kırık bir merhabadır aslında,
yapsana
beni kurtarsana.

Hiç yorum yok: