8 Ocak 2008 Salı

doktorun suçu..

İçimden gelen hissin adı ağlama isteği. Bunun bu şarkı ile bir bağlantısı olabilir ya da olmayabilir.

İçimden gelen hissin adı içki içme isteği, bunun bu akşam mide doktoruna gitmiş olmamla bir alakası olabilir ya da olmayabilir.

İçimden gelen hissin adı kaçma isteği, bunun yaşamış olduğum bu hayat ile bir ilgisi olabilir ya da olmayabilir.

İçimden gelen hissin adı donmak, ellerin donması, parmakların donması, yüreğin donması –hafif bir sızı eşliğinde-, dünyanın donması ve geriye hiç bir şey bırakmaması. Buzul çağı geldi evet, peki ben göç mü edeceğim yoksa kahraman bir penguen gibi yaşamaya devam mı edeceğim?

Gerçek birer surviver olduğumuza karar vermiştik, bunca şeye –rağmen yaşamak sebebiyle kendimizi başarılı saymıştık. Bu doğru mu? Kendimizi mi kandırıyoruz yoksa. Beceriksiz birer insan müsvettesi olarak mı sürüyor yaşam? Bunun içerisine seni neden dahil ediyorum bilmiyorum dostum belki de tek ihtiyacım olan bir yandaş bulmak. Yanıma bir –daş bulmak istiyorum.

Bir alkolik olduğum sonucuna varılıyor yine, aradan bin sene geçtikten sonra bile. İçki içmeden 3 ay durabilir misiniz diye soruyor doktor, düşünmeden hayır diye cevaplarken canım sıkılıyor bu soruya maruz kaldığım için. Neden ben 3 ay içmeden yaşamak zorunda kalayım ki, hem o zaman nasıl yaşayacağım bana bir açıklar mısınız demek istiyorum. Kahve içmeden 3 ay yaşayabilir misiniz diyor doktor, sigara içmeden, kola içmeden, kendinize zarar vermeden 3 ay yaşayabilir misiniz? Kendime zarar vermeden yaşadığım bir 3 ay oldu mu hiç diye düşünüyorum, hatırlamıyorum. Hiç bir şey hatırlamıyorum aslına bakarsan. Bu sorulara beni maruz bıraktığı için doktora inanılmaz öfkeleniyorum üstelik, paralayıvericem diplomasını o olucak ama sesimi çıkarmıyorum.

Bana 3 ay içmedikten sonra hala mideniz ağrıyor ise tekrar gelin diyor, gülümsüyorum.

Bu iradesizlik mi? Bunun adına iradesizlik mi diyor insanlar.

Doktor sigarayı bırakmış bana bunu anlatıyor. Aferin dememi bekliyor sanırım, bravo ne de güzel bırakmışsınız sigarayı. Ama ben bütün bunları bırakmaktansa ölmeyi yeğleyebilirim, bunu ona nası anlatıcam?

Belki de ihtiyacım olan şey bir mide doktoru değildi.. Yanlış yerdeyim yine her zaman olduğu gibi.

Doktor sigarayı bırakabilmiş ama, demekki ben de içki içmeyebilirmişim..

Her gün mü içermişim, ne kadar içermişim. Buna bir cevap bulmak daha da zor şimdi..

Sen söyle mesela, ben içsem ne kadar içerim. Bana bakan içse içse ne kadar içer diye düşünür herhalde. Sinirleniyorum. Öyle çok sinirleniyorum ki ilk aklıma gelen çantamdan bir bira çıkarıp açmak bir de sigara yakmak oluyor. Bunu unutuyorum. Bira içmemeliyim, mideme dokunuyor, onun yerine kendime bir viski kola hazırlıyorum, yanına da bir sigara yakıp neden doktora gittiğimi düşünüyorum. Neden ben doktora gitmek zorunda olayım ki? Neden diğer insanlar doktora gitmek zorunda değiller, mideleri neden ağrımıyor, lanet olsun bütün insanlara aslında benim midem hep onların yüzünden ağrıyor, bunu kimse anlamıyor, bunu doktora anlatabilir miyim dersin?

Bunu sana anlatabilir miyim dostum, bir defa daha?

Örgütlenmek istiyorum. Yeşilaya savaş açmak, icap ederse bombalı pankart asmak, alkolsüz geçen ömrü lanetlemek istiyorum. Doktora gitmek bana hiç yaramıyor, içimde kaçtığım tüm öfkeler patlayıveriyor gene, içimde patlıyor. Doktordan çıkıyoruz ve herkese öyle sinirliyim ki ne zamandır hiç ağrımayan midem ağrıyor işte yine..

Sakinleşmeliyim. sakinleşmek için bu şarkıyı açıyorum ve şarkı bende sakinleşme yerine ağlama isteği uyandırıyor. Midemi çıplak elle söküp ona bakarak ağlama isteği.. Ağaçlara bakarak ağlama isteği.. Gökyüzüne bakarak ağlama isteği.. Ağlamıyorum elbette, bunlar eski alışkanlıklar, elde tuzdan başka bişi bırakmıyorlar, biliyorum.

Aslında bütün kaçtığım şey gerçeklik. Hakkımdaki gerçeklikten ölesiye kaçmak istiyorum. Hakkımda düşündüklerinden, bıraktığım intibadan, herkeste benim hakkımda yorum yapabilme hakkının kendiliğinden doğmasından umutsuzca kaçmak istiyorum. Herkesin benim hakkımda çok doğru tespitler yaptığını düşünmesinden, çat diye 27 seneyi 3 cümle ile özetleyebilmelerinden kaçmak istiyorum. Salyalarım ve sümüklerim akarak koşmak istiyorum. Nereye doğru koşmalıyım. Lanet olsun yolları bilmiyorum, yönleri bilmiyorum, bu siktiğimin şehrine ömrümü verdim ve içinde hala başımı sokacak bir delik bulamıyorum, başımı kuma gömmek istiyorum ve kar yağdı diyor Ankara bana, kar yağdı başını kara sok.. Ama karlar eriyecekler ve çok soğuk diye sızlanıyorum. Dondum zaten allahın belası daha bi de kafamı kara mı sokayım? Kafan kopsun diyor Ankara bana..

Ne kadar tanıdık bir simam var, herkes beni herkese benzetiyor. Herkesin tanıdığı birileri bana benziyor ya huyundan ya suyundan oysa beni en yakından tanıyanım, yani sen, hayatımda senin gibi bi insan daha görmedim diyorsun, beni kimseye benzetemeyen, hatta hiç bi şeye benzetemeyen bir tek sen varsın biliyor musun?

Yanında değilim, yanımda değilsin, bunun bir sebebi var. Bağımlılıklarımız bizi ayırıyor bu günlerde, herkes kendi çöplüğünde, herkes kendi alanını seçti yine. Seni özlediğimi düşünüyorum. Buraya geldiğinden beri belki de sadece bir tek gün yalnız kaldığımızı ve seni gerçekten özlediğimi. Ama bir ivmemiz var şimdi, hızlandık ikimizde, herkesin yolları ayrı, herkesin kendine ait bir halkı var, bulaşmıyoruz birbirimize şimdi. Soluğu gene yanında alacağımı bilmenin rahatlığı var içimde. Soluğumu bir tek yanında alabileceğimi bilmenin rahatlığı.. Soluğu şimdi ancak sana yazarken almanın rahatlığı, soluk alıyorum, soluk veriyorum, ciğerlerimi de kontrol etmek ister misiniz doktor beeeeeeeeeeey diye bağırmak istiyorum. Bir daha hayatım boyunca doktor ve hastane göremeden çöt diye ölmek istiyorum. Bu mutlu bir son olurdu oysa bizim başımız gibi sonumuzun da mutlu olmayacağı aşikar.

Üstelik bu doktorun yüzünden tırnak yeme alışkanlığımda geri geldi. Geri dönüp doktoru öldürsem mi? Hayır hayır böyle saçma şeyler düşünmemelisin, kendine ve çevrendekilere zarar vermemelisin, hatta bunun için eyleme sigara içmeyi bırakarak başlayabilirsin. Hahahahaha.. Hayatın fluyken daha güzel göründüğünü düşünenler derneği başkan yardımcısı olmak istiyorum, bu konuda kanun hükmünde kararname çıkarmanı istiyorum, as başkan olarak..

Sevgili dostum Ankara beni rahmine çekip çekip geri püskürtüyor ve ben her defasında neye uğradığımı şaşırıyorum. Biraz sahile ihtiyacım var, biraz güneşe, biraz denize, temiz havaya, gülümseyen insanlara, beni tanımayan, tanımak istemeyen, her şey olduğu yerde ne de güzel dururken koparıp vazoya koymak istemeyen, saksıya dikmek istemeyen, evde beslemek istemeyen, konuşmak istemeyen, sormak istemeyen, yorum yapmayan insanlara ihtiyacım var. Buna çok ihtiyacım var.. Ağlasam mı ki?

Hiç yorum yok: