14 Temmuz 2009 Salı

huzursuzlar

nasıl bu hale geliveriyor her şey? bir anda kontrolümden çıkıyor. ellerimde tuttuğumu sandığım anda bir bakıyorum ip yok. "kaşık yok" gibi. işin kötüsü neither blue pills nor the red ones are available rightnow. oysa hiç de fena olmazdı. "ikisini de yutucam" diyecek bir neo istiyorum hayatıma, benim gibi bir neo.. kafaları çıkarıp windows'dan, şöyle bi siber uzaya göz kırpalım titrek ellerimizle. sonra aşağıya doğru yumuşayan zeminlerde hafif kendini yükselterek -seker gibi- ve kalp atışlarımızı bir rap şarkısının temposu zannedip konuşmalarımızı üzerine söz diye işleriz.

rüyalarıma giren kaçma kovalamacalar sürüyor. geçmişim kovalıyor ben kaçıyorum sanki. bitmeyen bir kabus. pills are there. sehpanın üzerinde duruyorlar bir poşet içerisinde, rengarenk,
beşer onar,
yut yut yut..
sonra tavşan kaç tazı tutarsa yrraklara yan bastın..
nefes nefese..
rüya görmenin insanı bu kadar yoruyor olması çok tatsız. her köşe başından çıkan bir polis arabası, kimi zaman görmekten korktuğum insanlar, kimi zaman görmeyi istediğim insanların bana duydukları nefret. bende sizden nefret ediyor olabilir miyim? olamam. nefret etmiyorum. kimseden nefret etmiyorum hemde. ama aksi gibi kimseyi pek de öyle sevdiğimi de iddia edemem bu partiye katılanlardan. eski insanlarsınız siz. hala zihnimin bir yerinde niçin yer tuttuğunuzu bile bilmiyorum, bi çekilin.

format format format.


Hiç yorum yok: