3 Şubat 2009 Salı

{ fake plastic trees }

kalbimin orta yerinde bu ağrı ile uyanmayalı günler oldu. neredeyse geçti zannedicektim. hatta şaşırtıcı bile geldi. hatta kendimi kötü bile hissettim. "demek ben ölsem o da iki ay sonra araba kullanırken şarkı söyleyebilecekmiş" dedim.
blog yerine rüya tabirleri kılavuzu haline gelmekte olan bu sevgili günlüğe bir kez daha başımdan geçmiş olan tuhaf geceyi anlatacağım. çünkü hem çok güzeldi, hem çok acıttı hem de uzun zamandır "his" olan tek şey bu. bunun haricinde nasıl bu kadar "plastik" olabildiğime okadar şaşırıyorum ki, anlatsam sen de şaşırırdın sanıyorum.

belki de daha evvel benzeri şeyler anlatmışımdır, hatırlar gibiyim, 4 bira kapıp mares'in sahiline geliyordun ya bi yaz bisikletle, şezlonglara oturup sigara içiyorduk, laflıyorduk, biralar bitiyordu, yenilerini almaya gidiyorduk, sanki ozaman anlatmıştım bu plastikleşme mevzuunu.. yapma çiçek lanetliğindeyim yani, insanlara sever gibi yapıyorum çünkü aslında seviyor olmam gereken insanlar onlar, geri kalanlara davranmıyorum bile zaten, hiç mühim değil, ama bu bi süre önce çok sevdiklerime şu andaki bu suni tatlandırıcı yaklaşımım hoş karşılanmayabilir. standart sözlerimi sıralıyorum, içtenlikle gülümsüyorum, allah belamı versin. onlar bana iyi davranıyorlar, bir kısmı beklediğimden ve istediğimden bile iyi. ben olabildiğimce iyiyim..

... sizin sokağa benim kullandığım bir araba ile girdik,
yanımda oturuyorsun, yüreğin daralıyor görebiliyorum, kocaman bir nefes alıyorsun
ağlayacak gibisin, çok dolu, çok sıkkın..
sizin evin önüne geliyoruz, değişmiş..
apache yok artık diyorum sana, ondan değişmiş,
apache'nin yeri evin bahçesine katılmış, başka bi yer olmuş oralar, büyümüş..
dışarıdaki divanın üzerinde annen uyuyor, masada yassı fasulyeler, yarısı ayıklanmış
yarısı kalmış..
yüzüne güneş vuruyor annenin, yanına gidiyoruz
bizi görünce doğruluyor, yanaklarından öpüp çekiliyorum
sen geçiyorsun annenin yanına, ağlıyor..
sonra odana giriyoruz beraber,
odan hala odan, bildiğimiz, bıraktığımız, eski.
resimlerimiz yok duvarda, normal, ben söktüm aldım hepsini
ama kalan her şey aynı, uzanıyoruz üzerine, daha evvel olduğu gibi,
bir elim yanağında..
seni çok özledim diyorum sana, bir günün varmış, bir gün hak verilmiş benimle geçirmen için..

uyandım, düşündüm, bir günlüğüne geri gelsen,
o gün bitmeden seninle gelirdim bende, her nereye gideceksen..

dün doğum günümdü, her zamanki gibi can sıkıcı ve kötüydü. oldum olası sevmem zaten bu mevzuyu ama dün ekstra kötüydü, aklım hep sendeydi, yokluğun yine koskocaman bir kara delik olarak içimdeydi.. ama beni yalnız bırakmadığın, gelip beni öptüğün ve sarıldığın, yanıma uzanıp benimle "bir günlüğüne"de olsa kaldığın için teşekkür ederim..




Hiç yorum yok: