20 Mart 2013 Çarşamba

ten nights for a lifetime


aşk hikayeleri yazmak için çok mu büyüdük?
peki ya masallara inanmak için?
çok mu fazla tecrübe, hayat çok mu işlemiş içimize?
gerçek okadar büyük mü?

beni hayallerimden kopartacak kadar büyük mü gerçek?
her ne olursa olsun, o gerçek, benim kırık hayallerimden bile çirkinse ya?
ya istemezsek gerçekleri, 
ya mutlu insanlar saat taşımaz diyip bozduğumuz duvar saatleri gibi,
sonunu düşünen kahraman olamaz da diyip,
hiç sonunu düşünmeden, nereye gittiğini bilmeden,
neden gittiğini soramadan kendine,
gitmek diye bir şey varsa?
ya sonu mutluysa mesela?
aragorn yanılmışsa, mutlu aşk varsa,
ya bu hayat verdiğin kararların memnun olman gereken sonuçlarından çok daha fazlasını sunuyorsa?


ihtimaller ısıtıyor içimi, imkansızlıklar üşütüyor bir kere daha.

neye inanıyorum biliyor musun, 

aşk belki uçucu, geçici, belki sonra elinde ne kalacağına bakmak lazım ama,
geçmiş değil, gelecek değil,
aşk "şimdi" demek benim kafamda.

bir gece, bin gece, belki binbir gece, ama sadece sozsuzluğa uzatabileceğin bir şimdiki zaman kadar.
  

Hiç yorum yok: