2 Haziran 2010 Çarşamba

sometimes "its that cold"

çok yorgunum. yazasım da yok aslında ama yazmam lazım sanki..
annemin bir lafı var "kör gözün parmağı, gelir beni bulur" diye, belki öyle.
belki değil.
belki başka bir şey;
sıyıran kader,
allahın sopası
veyahut kem gözlere denk gelemeyen şiş..
bir "buna şükür" deme mecburiyeti,
mecburiyetin sebebi "bu" ile karşılaşıp karşılaşıp çekirgenin bir kere daha sekebilme ihtimalini sevmek.
nereye kadar hiç bilmeden, üçün beşin hesabını yapmadan, bir çekirge olarak yaşamını sürdürmek.

bir kere daha, yıkıl da kalk ozaman,
bir kere daha ağlamaktan şişen gözlerine bakıp gözyaşı alerjisine gülümse,
kıpkırmızı ve yusyuvarlak bir burun ile ayı yavrusuna benzeyen yüzünü kimbilir kaçıncı kez terleyerek koşmak zorunda kaldığın adliye koridorlarında prosedürünü siktiğimin adaleti diye söverken çevir duvarlara,
akmasın diye gözyaşın dudak ısır,
şaşır başına gelenlere,
olmadık adamlara gelmeyecek sözler savur,
işini hallet bir kere daha yalnız ve yardımsız,
bir kere daha çık koridorlarından "mülkün temeli"nin..

hayatı boyunca buraları hiç görmeyen insanlar var oysa. hiç nezarete girmemiş, karakola gitmemiş, adliyede koşmamış, adli tıptan rapor almamış, büyük kazalar yapmamış, polis arabasına binmemiş, bitmek bilmeyen bir lanetin içerisinde "rus garılar beni içirdi içirdi arabamı çaldı horonzbu çocuğları çok mağdurum gomserim" diyen adama gülmemiş, sabahı neyle karşılaşacağını hiç bilmeden beklememiş insanlar var.
onlarda bende olmayan ne var?
peki bende onlarda olmayan ne var? ne boş sorular değil mi..

dedikleri gibi aklımın gelgitlerinden mi oluyor bu?
bir cezadır ki süresiz müebbet sanki hayat;
her nefeste koca bir taşı içine çeker gibi..
ümit etmekten bahsetmiştim, çok olmadı edeli, ümit sanki lanetin ta kendisi gibi.
aklımın gelgitleri mi?
gitti gelmez mi yoksa?

ne yapmam lazım..
"tam düzelmişti" diyor en sevdiğim adam.. "tam düzelmişti sinem, başına bu talihsizlik geldi".
bende onu diyorum.
sinem düzelmesine düzelecek de, ben düzelsem ne olacak?
gelip bana vururlar ozamanda..
ben içmesem, içeni beni arar,
ben dursam onlar vurur,
kaçsam kovalar,
kapıyı açarım otobüs çarpar,
eve giderken motor vurur,
ben dururum o gelir gene beni bulur.
sorunun gerçekten benim düzelmemle çözüleceğinden emin misiniz?
peki sizce ben emin olabilir miyim?

çok sıkılmayayım diyorum.
herkes gibi şeylerden bahsedeyim. herkes gibi olayım. herkes gibi bakayım, güleyim, rahat olayım, rahat..
moda hakkında bir blog tutayım, yeni alışveriş siteleri, güzel yemek tarifleri, henüz üç aylık olan bebeğimin bokunun şekli, kocamın sandalye arkasına astığı ceketleri en büyük sorunum olsun, en kötü günümüz böyle olsun.. 

olmuyor..

yazgı denen şeye inanmayan insanlara hayretle bakıyorum.
yazanında ellerinden öpüyorum.başıma gelenlerin "ednan bey"in başına gelenleri aşması itibariyle artık bu diziyi bir mutlu son ile bağlamasını rica ediyorum..

Hiç yorum yok: