14 Ekim 2009 Çarşamba

Amin


Of allahım nası bi insanım ben ya..
Yani senle ya'lı yu'lu konuşmamak gerektiğinin farkındayım ama öte yandan sufilere inanırsak, diyorlarki arapça anlamadan ezberden konuşmak yerine, içten/gönülden bir takım monologlara girmek daha iyiymiş, nitekim bana da öyle geliyor.

Velhasıl, saygısızlık etmek istemem ama, hakkaten nası bi insanım ben?

Şimdi sen bana akıl vermişsin, mantık vermişsin, duygu vermişsin, kader vermişsin, kaderime yön verme gücü vermişsin eyvallah, her şey çok iyi görünürde ama peki eksik olan yahut fazla konan malzeme nedir? Bir hata var, sen de görüyorsundur sanırım. Bir türlü doğrulamıyorum, doğrulanamıyorum. Annem "Doğru tektir" ve "Aklın yolu birdir" gibi cümleler kuruyor ama ben o tek ve bir olanı bir türlü tutturamıyorum.

Benim ne olduğum, nasıl olduğumdan öte, senin diğer kullarına bir takım zararlar vermekte olduğum da aşikar. Beni engelleyecek bir şey yapmıyor olmana saygı duyuyorum, her türlü hıyarlığıma müsade ederek beni uzaktan izlediğini ve buna rağmen beni koruyor-kolluyor olmanı da minnetle karşılıyorum. Hıyarlık yapma hakkımın baki olması, bu durumda da özgür bir iradeye sahipmişim gibi hissetmem hoş ancak öte yandan vermiş olduğun vicdan sebebiyle de sıkıntılı anlar yaşıyorum. Hem onlardan hem de senden sıklıkla özür dilemek mecburiyetinde kalıyorum. Karar hakkımın elimden alınmasını ve adıma doğru kararlar verebilecek bir vekil tayin edilmesini talep ederdim ama fazla yüzsüz olacak sanıyorum. Nitekim bu talebime karşılık olarak da "anneni verdik ya, habire senin adına karar vermek için çaba harcıyor, sıklıkla da senden doğru karar verir ama sen kabul etmiyorsun" diyebilirsin, haklısın. Burada da bir problem var işte, onun kararları verdiği esnada bana hiç de doğruymuş gibi gelmiyor. ya da daha beteri, canım istemiyor..

Sana mektup yazmanın bir lüzumu yok elbette ama aklımdan konuşacak kadar iyi kafamı toplayamıyorum. tüm bu cümleleri kafadan kuramazdım yani, kelimelerin görsel yolla iletimini buldurman çok iyi olmuş, yoksa ben ne bok yerdim hiç bilmiyorum..resim de yapamıyor olduğumdan zaten çok iyi olduğunu sandığım ancak habire sıçtığım iletişim halinde hepten batardım sanıyorum.

Of Allahım, burda durum böyle, ben çok sıkılıyorum.
Çalışmak istemiyorum, senin de içimi bildiğin düşünülürse inkar etmenin hiç bir manası yok, nereden geldiği çok da mühim olmayan bir miktar parayı hayatımın geri kalanında yemek istiyorum. Çok fazla paraya ihtiyacım olmaması bu durumda bana bir artı puan kazandırabilir belki (diye umuyorum)
Bunun dışında, baki kalabilen bir aşk istiyorum (bu da "kaybolmayan sakız istiyorum" gibi oldu ama daha ulvi bir isteğim olduğu düşünülerek buradan da gidiş yoluna puan verilmesini rica edebilirim.) Bir takım insan evlatları "aşk senin içinde" filan diyebilir, yahut "baki olan Allah aşkıdır" da diyebilir ancak ben allahaşkına gayet insani-fiziki bir aşk istiyorum, o heyecan, tutuşma, yerden yüksekte yürüme, eğlenme, özleme, kör olma halinin baki kalmasını istiyorum.

Aslında bütün istediğim bu kadar.

Böyle bakınca iki kalemden oluşması sebebiyle ne kadar da az şey istiyorum ama biliyorum ki aşkı bulsam sağlık ve huzur da isteyeceğim, bir de mesela "mutlu aşk yoktur"muş, elbette mutlu olmak da istiyorum. Sadece ben aşık olursam bu program sıçacağından bunlardan karşımdaki insana da vermeni istiyorum.

Allahım, beni insan et. Ne demek istediğimi sen çok iyi biliyorsun. Ya bu durmadan bana gelen, hep gelen, geçecek gibi olan ama bir türlü geçmeyen isteklerden beni arındır, ötekiler gibi et, ya da istediklerimi elde etmeme yardım et.

Teşekkürler, saygılar..

S.

Hiç yorum yok: