5 Ekim 2009 Pazartesi

30

"Bu kızı yeniden büyütmeliyim
Kor ateşlerde yürütmeliyim
Değirmenlerde öğütmeliyim
Farkındayım"

bu hayat boyu sürecek bir işlem anlıyorum.
bir kere daha öğütmeli,
yeniden büyütmeli,
bir adım daha ileri,
düş,
kalk,
yaralan,
kabuk tut,
kabuk kopar,
kanasın kanasın, izi kalsın,
bir tane daha,
daha büyük, daha geç iyileşiyor yaralar,
kabukları koparmak da daha zorlaşıyor,
sevmekse eskisinden zor.
başka hatalar, başka insanlar,
daha fazla etkileyen sonuçlar..

şimdi tam zamanı ama, bu kızı yeniden büyütmenin, ders almanın tam zamanı. şimdiye kadar olduğundan farklı olarak, bu dersi şimdi almazsam, daha da alamam çünkü..

bugün 5 ekim. Fiko 30 yaşında.
belki de hiç 30 yaşında olmadığı için şanslı..
bu kadar çok onu özleyen, seven, düşünen insan olduğu için şanslı..
başucunda çocuk resimleri duran, rengarenk çiçekleri olan, göğe değen çam ağaçlarının altında, hiç ayrılmak istemediği şehrinde, dünyanın en huzurlu mezarına sahip olduğu için şanslı..
ve bana yaşattığı tüm mutluluklar için de ben şanslıyım.
birini bu kadar sevebilmek, biri tarafından bu kadar sevilebilmek ve diğerlerinin aksine bunun artık ölüm tarafından "ölene kadar" koruma altına alınmış, bozulmayacak şekilde saklanmış olduğunu bilmek benim şansım..

seni çok seviyorum dediğimde ağaçtan kafama düşen kozalağa, onunla güler gibi gülebilmek ve benimle beraber güldüğünü bilmek,
sevgisini göğsümün tam ortasında bir alev gibi hissedebilmek,
bunun geçmemesi, bozulmaması, bitmemesi, şansım.

olduğun yerde, en güzel mavilerin ve yeşillerin içinde, huzur ve mutluluk içinde, beni bekliyor olmanı diliyorum, seni çok seviyorum.




Hiç yorum yok: