7 Haziran 2009 Pazar

yeni bir haftaymış..

"neden?" diye soranlara, soracak olanlara uzun uzun açıklamalar yapmak, nerden başlayıp ta nereye kadar anlatmak, haklı sebepleri öne sürmek, haksızlık etmediğini anlatmaya çalışmak, anlatırken unutmaya çalıştıklarını yeni baştan yaşamak, toparlanamayan bir kafanın içerisinde "doğru adımı mı atıyorum" sorusuna kendine de bir yanıt bulmaya çalışmak, yeni bir hayata bir güç doğrulup dik başlamak, ne kurduysan yıkıp yeniden kuracak mecale sahip olmak karşısında yorganı kafana çekip bir hafta kalkmadan yatmak var.

seçeneklerim belli.
sabah kalkılır, duşa girilir, kahve içilir, işe gidilir, gelecek günlerin geçmiş günlerden daha iyi olabileceğine dair o boş hevese sahip olabilmek için dua edilir, yolda biraz ağlanır, işe gelinir ve yoğunluk içerisinde mevcudiyet unutulmaya çalışılır. yorganın altında saklanmak isteyen kız çocuğu dolaba kitlenir, kitlenirken "söz" denir, "söz çıkarıcam seni ordan, şimdilik birazcık bekle.."


hayaller ve hayat birbirini tutmuyor elbet, bana özgü bir durum değil bu.


bir elimizde bir evcil hayvan, bir elimizde bir zaman önce bambaşka hevesler ile toplanmış valizler.

tuhaf bir şekilde kader bize bu oyunu oynuyor. ayakta kalabilecek misin oyunu..

ayakta kalmaktan ziyade hayatta kalmak ve hayat dediğim şeyin tam olarak benim kastettiğim şey olması çok önemli şimdi. hayalle yaşayanın da yaşamayanın da demiş ya adam, hayallerimi çok da büyük tutmadan, ama karar vererek ve arkasında durarak, ne istediğimden emin olarak (ne istemediğimden değilde, ne istediğimden emin olarak işte..) bir takım adımlar atmam gerekiyor. lakin ayakkabım vuruyor :) çok yürüyemem tanrım, biraz işimi kolaylaştırır mısın?


1 yorum:

YEŞİM dedi ki...

İçine sinmeyen tecrübelerinle yüzleşmeye izin ver.
Onlarla büyüyoruz çünkü!
Ama asla tutunma olumsuz sorgulamalarına .
Arkandaki yıllar sıfırlanacaksa ve yeniden başlanacak bir hayatın varsa , kalbini dinle ve sadece
ruhunu özgür bırak.. Seni seviyorum.