27 Nisan 2009 Pazartesi

nisan mayıs ayları, gevşeyemedi gönül yayları

3 - 5 güneş gördük, iki çimene yattık, yaz geldi sandık.
peki nooldu sorarım sana hava, nooldu?
bu ne soğuk ya? aralık ayında mıyız? bu hava ne?
neden keyfimi kaçırıyosun illa?
tam yazlıkları dizmişken gardeloba, neden montumu giyip çıkıyorum velakin hala üşüyorum bi açıklar mısın?
üstelik orospu kankam k. bana webcam açıp erik ağacındaki erikleri izletiyor, arkasından kuş sesleri ve o bildik turuncu güneş görünüyor, nispette üzerine adam tanınmaz hale geliyor ve ben burda ellerim buz tutmuş napıyorum?
bir de üstüne "1 mayısta özel bankalar çalışacakmış" haberi ile cuma günkü "4 hatun arabaya atlar gideriz biz güneye" projesi cörtleyerekten pazartesi sabahıma renk katıyor. renk derken, ankara'ya uygun bir renk tabi, bir çeşit ağlamaklı gri diyebiliriz onun için. renkmiş. gri renk mi lan. çıkarılsın skaladan. sokayım griye.

üşüdüm ya, billahi üşüdüm. çok sıkıcı.

neyse olsun, en azından eylül ayında amsterdama gidicez, ordan kart atarım sana.
hadi şimdi çekil ve iyice ısınana kadar gözüme gözükme.

Hiç yorum yok: