14 Ekim 2008 Salı

rainy days vs. sunny days




yağmurlu sabahların geri dönüşü, yaşayan ölülerin dönüşünden beter karşılanıyor hem bedenimde hem de ruhumda..
yaşlı kocakarılar gibi sızım sızım sızlayan dizlerimden bahsedersem bana güleceklerinden eminim, "uyy bacacıklarım" diyorum yine de, dediğim oluyor, gülüyorlar, bende gülüyorum ama "bacacıklarım" hakkaten ağrıyorlar.. omurgamdan tıkırtılar geliyor, yerlere bir şeyler dökülmüş de fareler dolanıyor sanki..

ayrıca insanın uyandığında havanın henüz aydınlanmamış olduğunu görmesi psikolojisi, iş hayatına dönmüş olduğunu anımsatıyor.. bir de lanet edilerek forma giyilmeye çalışılan okul sabahlarını..

yine de bu sabahları daha güzel bir hale getirmek için evden çıkmadan evvel kendime çay demliyorum, biraz müzik dinleyip kitap okuyorum. sanki keyfimden kalkmışım gibi davranmaya çalışıyorum..

çay demliyorum demişken, kahveden çay'a doğru bir geçiş gerçekleşiyor hayatımda bugünlerde, kalıcı mı gidici mi bilmiyorum ama sebebinin kahve ile sigara isteğimden kaynaklandığını söylemek mümkün.. lise günlerinde çay içerken, akabinde kahvenin yaşantıma zıbank diye girişi beraberinde hep sigara yaktırdığından şimdi madem sigara yok ozaman günde 2 bardak kahve neyine yetmez diyor bünyem.. diğer bardaklarımda çay var, tadı da güzel, hatta bazen böğürtlen bile içiliyor, hatırası da var, 40 sene sürmese de..

elbette bir de onun dost sesi var sabahların biraz daha akışkan bir hal almasını sağlayan..
her sabah beni arıyor, aydınlık bir gün diliyor bana..vazgeçilmesi gittikçe zorlaşan bir gedik açıyor bende. zaman değil onu sağlamlaştıran, ki öyle olsa yeterince zamanı da var hayatımda, bundan ziyade varlığının varlığıma armağan edilmiş gibi olması. egosal durumların okşanması mı bu yoksa insanın (ve hayvanın) sevildiğini bildiği, hissettiği yere meyletmesi mi bilmiyorum. karşılıksız değil bu durum, en azından bunu söylemek mümkün..onu çok seviyorum, beni çok sevdiğini bilmeyi ve bunun çıkarsız olmasını çok seviyorum, hayatımda olmasını çok seviyorum..

fotoğraf çekme günleri yeniden başladı. güzel kareler ekleniyor arşivlerimize, beraberinde de eğlenceli saatler.. daha fazla yer gezmeli, daha uzaklara gitmeli.. belki de bu haftasonu, becerebilirsek, ankara yakınlarında ama aynı zamanda uzaklarında olan bir yerlere kaçmak mümkün olur.. paşa da olur, eko da olur..

evet sevgili güllük, ihale dosyası hazırlarım, teklif hazırlarım, fiyat veririm, şartname incelerim, itiraz dilekçesi yazarım..

ay sonunda nefes alabileceğim bir yerden el sallarım..

şimdilik durum bu.

Hiç yorum yok: