3 Eylül 2011 Cumartesi

ultimate fake

ölsem de ruhum huzura ermeyecek hissine kapıldığınız oluyor mu? hoşgeldiniz.
komşunuz sinem camdan bağırıyor (komşumuz mehmet'in yatak odasından seslenmesinin aksine bu bağırışımın zevkle değil bilakis acı ile alakası var malesef..) komşunuz sinem camdan neden bağırıyor? çünkü oturduğu sitede hayvan beslenmesine izin vermeyen zihniyet, çocukların şirin, sevilesi ve zararsız olduğuna inanıyor. oysa elimde bir tılsımlı sopa olsa o çocukları derhal birer kediye çevirirdim. herkes kendi çocuğunu süpürse diyeceğim geliyor ama herkes kendi kalbinin içini süpürse demek daha doğru bence. ne pis kalpliymişsiniz yahu.. üstelik bir de ürüyorsunuz.

az evvel ekşi sözlük'te "sevgilinin doğru kişi olmadığını anladığınız an" diye bir başlık okudum. altına da sayfalarca yazı yazmışlar. görür görmez şunu düşündüm "kendimin sevgiliye uygun olmadığını anladığım an'lar". ne güzel bir kendine güven oysa bu, sevgili doğru kişi değil, doğru kişi benim. maşallah ozaman sana, ne güzel. ozaman sevgiliye ihtiyacın yok, go fuck yourself anacım elalemin bozuklarını düzeltmekle ne uğraşıyosunki. benim de kendime güvensizliğime gel.. doğru olmayan mutlaka benimdir diye öyle sindirmişim ki içime, bu sevgiliye uygun değilim ben diyip çekiliveriyorum kenara. sorun sende değil bende yani, mutlaka öyle. ve gerçekten de öyle. nerde iyi kalpli, işinde gücünde, evinde barkında, kendi halinde, normal insan görsem derhal sıkılıveriyorum. hadi bir gün sıkılmadım diyelim, ozaman öbür gün sıkılıyorum. çünkü monoton dediğimiz şey kafama "onu tanı, içine düşünce koştur" sözleri ile yerleşmiş durumda. ha ben 24 saat parti insanları ile mi takılıyorum? hayır. ama arızası baki adam gönlümü hoş ediyor ne diyeyim. mutlaka bir yerinden bir çatlak, sızıntı en kötü kabarmış boya olacak ki bileceğim içerden de olsa bi kaçak var. kimi içinden kesik, kimi dışından ama gerçekten yürekten severek tahammül edebildiklerim bu insanlar. çünkü beni onlar anlıyorlar, çünkü aynı anda aynı yöne bakarak gülmeye başlayabildiğim insanlar onlar. çünkü bu dünyada yara kardeşliği diye bir şey var ve kan kardeşliğinden öte olduğuna kanaat getirdim. izlerini taşıdığımız yaraların kardeşliğinin bir ömür sürdüğüne inandım. pek tabii parmak uçlarını keserek intihar etmeye benzemiyor bu işler..

çok sıkıldım.
yaz bitiyor ve böyle bitmesini istemiyorum.
iplerimi kesenin elinden öpücem.(special thanks to b.)
so, say when you're comin' to this dirt place that i'm in?


Hiç yorum yok: