31 Aralık 2009 Perşembe

welcome me



bildiğin, bildiğim, hep gitmek istediğim, sıkça gittiğim, yakında temelli gideceğim yere, ilk defa bir yeni yıla girişte gidiyorum.


yeni yılın girdiğin şekilde geçtiğine elbette inanmıyorum, nitekim öyle farklı şekillerde girdim ve yıllarım öyle beşi benzemez hallerde geçti ki, bu inanışı yayan insanı anlayamıyorum..


yapmak istediğim bir tek şey var,
sessizce bu gece kış olmasına rağmen kalabalık olacağını bildiğim yolları yürümek,
sahile inip "aznak iskelesinde" bir sigara yakmak,
onu o şehrin ışıklarına doğru üflemek..


bu kadar.


şimdi ne oturup geçen yılı, ne gelecek yılı düşünebiliyorum.
zihnimi "o an"ın hayali kaplamış ama gene de bende bir tuhaflık var, heyecanlanmıyorum.
eskisi gibi değil, gideceğim için büyük bir mutluluğa kapılmıyorum,
deliler gibi sabırsızlanmıyorum mesela,
artık hiç bir şey için öyle bir şevk duymuyorum.
of sanırım çürüyorum lanet olası sinem nerdesin ya..
ama normal tabi bu kadar zaman kim bu masada oturup benimle aynı işleri yapsa ona da aynısı olurdu diyerek kendimi avutuyorum lakin bunun yanı sıra bir zaman evvel götüme kazık batırıp beni çalıştığım her yerden kaçıran o tuhaf özgürlük hissinin yeniden gelmesini bir türlü sağlayamıyorum.


birileri beni paraya ihtiyacım olduğuna inandırdı, hepimiz buna kandık, b. de aynı amaçla çalışıyor.
sanıyoruz ki çok çalışırsak bir gün çok paramız olacak ve çalışmak zorunda kalmayacağız ama o hikaye de öyle bitmiyor bunu da biliyoruz.
bu işin sonu:
1. 60 yaşında gelen emeklilik
2.600 lira olarak gelen emekli maaşı


ozaman ben 28 yaşımı hala neden burada harcıyorum?


harcamıyorum : )
hazırlık aşamasındayım sevgili sinem diyor içimin öbür yarısı, bekle geliyorum


ozaman ben 2010 senesinden bir beklentim var diyebilirim,
tam olarak şu şekilde:
kendimi bekliyorum.


(I am always more than welcome ozaman :)

Hiç yorum yok: