16 Ağustos 2008 Cumartesi

deli bilal

bu kendisinin sıfatı değil rahatsızlığı idi.

"çolak cem", "çirkin ördek", "patlak gözde", "yalancı tolga" gibi bişeydi yani aslında ama bunlar hastalık değil sıfat idi. bilal ise bildiğin/m deliydi. kendisi defalarca trafik kazası geçirmesine rağmen bir türlü can vermemesi ile yenimahallede ün salmış olmasının yanı sıra, hiç bir şekilde öğlen uykusuna yatıp annesine 1-2 saat de olsa huzur vermek istemeyen ben için kabuslardan en korkutucu olanı idi..

"bilal'i çağırırım" diyerek beni yatağa kitleyen annemin bir kere bile bilal'i çağırmamış olmasından herhangi bir güven duyamıyor, ya çağırırda bilal gelirse diye titreyerek, uyumasam da yatakta kalıyordum.

bilal'den neden korktuğumdan da tam emin değilim aslında. bisiklet yahut benzeri bir takım motorlu-motorsuz taşıtlar ile sürekli olarak gülüp ilerleyen bi abimizdi bilal. ama sanıyorum annemin "bak bilal'i çağırırım" demesinden, onda korkulacak birşeyler olduğu kanısına varmıştım, korkulacak bişey olmasa neden çağırsındı?

arada sırada "bilal'e otobüs çarpmış", "bilal'i dolmuş ezmiş" gibi havadisler kulağımıza geliyordu ama bir süre sonra bilal kafası sargılar içerisinde bu kez de mesela bir yerlerden nasıl olduysa edindiği tornetle mahallemizden geçiyordu ve bu "ölümsüz deli" kimliği ile beni iyice korkulara gark ediyordu.

kaç yaşıma kadar bilal'den korkarak yaşadım bilmiyorum, en son bilal'e yine birşeylerin çaptığını ve bu defa kendisinin artık 9. ve son canını da teslim ettiğini ve herkes gibi benim de buna çok şaşırdığımı hatırlıyorum. ama bilal ve korku hatırasının bunca canlı olması beni cidden şaşırtıyor.

çocukları böyle kabuslarına girecek şekilde bir şeylerden(doktor, imam, öğretmen, baba, deli vs. ne olursa) korkutarak istediklerini yaptıran tüm anneleri kınıyorum, savunmasız dimağların amına koyduklarının farkında olmadan ya da olarak yaptıkları bu hareketlerin kalıcı hasara yol açtığını söylemek mümkün..
bende açtı en azından.

bunun dışında öğrendiğim bir şey oldu şu hayatta, delilerden değil akıllılardan korkmak gerektiği. lanet olasıca akıllı insanlardan gördüğüm zararı bir delinin verme ihtimali çok azdı nitekim. zavallı bilal, onca sene boş yere onu gördüğümde çığlık atıp ağlayarak eve kaçtım, neyse ki o bi bokun farkında olamayacak kadar deliydi..

bilal nereden aklıma geldi bilmiyorum, çok oldu o öleli biz yenimahalleden taşınalı ve ben büyüyeli. ama bak hala unutmamışım işte.

demem o ki;korkutmayın ulan çocukları.

2 yorum:

Adsız dedi ki...

bizi de ismail amcayla korkutmaya calısırlardı ama ben onu cok severdim. acık yüreklilikle "benim buraları süpürmekten anam sikilmis" diyen bir zattı. ilk defa o öldügünde aglamaktan nefesim kesilmişti. ismail amca bir nesli korkutmus büyük bir simadır ama ben onu cok severim ve gönlümde yaşatırım.

Adsız dedi ki...

Ayy bayıldım gülmekten...
İyi ki seni doğurmuşum seni,beni çıldırtsan da :)))
Hayatımın anlamı,yaşam sebebim benim seni çok seviyorum...
Kızını Bilal'le korkutan ANNE...