neyse,
beni ilk kez ikea'da karşılayan "duvara sticker" hadisesi ilk gördüğümden beri hep hoşuma gitmiştir, farklı boyutlarda hayaller kurmama da vesile olmuştu aslında. çok beğendiğim bir çizgi romanın bir sayfasının duvar boyu büyütülüp uygulanmasını istemek gibi. ben isterim, dilin kemiği yok, gerisini uygulaması gereken düşünsün mantığındayım nasıl olsa..
şimdi karşıma "make up the wall" diye bir site çıktı (www.makeupthewall.com).
neredeyse allah gönlüme göre verdi diyeceğim ama tam olarak değil, çünkü bu arkadaş kendi gönlüne göre yapmış, yine de çok beğendim. şöyle ki;

hele bir tanesi çocuklar için içi boş desenler ile yapılmış, içini aldığınız kalemler ile çocuk doldurup duvarı dilediğince bok edebiliyor ki benim gibi çocukluğu boyunca kağıtlara sığamayıp duvar kağıtlarını perişan eden veletler için ne güzel bir özgürlük!
aha da böyle:

araba üzerine yapıştırılanları, duvar kağıdı şeklinde ya da tek tek sticker olanları bir sürü çeşidi var. zaten aklımda, bu duvarların rengi değişse, bu perdeler artık çok eskidi, bu eve abajur lazım gibi bi takım ampuller yanıp sönmeye başlamıştı, aralarına bir de bu eklendi, iyi oldu..

aklımı başımdan alan esas şey ise bir sehpa oldu. daha evvel hiç başıma gelmemişti. ayakkabı görüp gözümün döndüğü oldu her karı-kız gibi, ama sehpa görüp duygulanacağım hiç aklıma gelmezdi hakkaten. lakin bu sehpa da bildiğimiz sehpalardan değil. "Nendo" isimli marka ile tanışmama vasıta oldu. daha bir sürü şeylerini beğendim ama sehpadan başlayayım; aha bu:

tabi sehpayı bulmuşken, bunu yapan daha neler yapmaz ki diye düşünmemezlik etmedim, düşündüm. ne ara bunları düşünecek vaktim oldu ben bile bilmiyorum. kadın beyni tuhaf hakkaten.. sorsanız işten kafamı kaşıyamıyorum ama aklımda nendo marka snow sehpa var, o pencere açık.. ne zamana kadar? ah muhsin ünlü geliyor aklıma "ayakkabılarını kapımın önünde görmek istiyorum", heh işte, o zamana kadar.. neyse gelelim diğerlerine..
budur:

bu cabbage chair'ı g.'nin de çok beğeneceğini tahmin ediyorum..
yalnız işte bunu "ben evde yaparım" iddialısı bir arkadaş çıkarsa diyerek, evde yapma klavuzu ile birlikte vermek mümkün.
buyrun;


tabii bunların hiç birisi vazgeçilmez değil, sadece güzel.
ama o snow sehpa hariç..
"seni seviyorumun içine nal salmak" diyebilirim onun için...
bu sıralar insan sevememekten midir bir sehpaya duyduğum aşk bilemiyorum.
çok sağlıklı değil tabii..
bu depresyondan her daim bir yana yatık blogun içerisinde arada bir renk olsun diyerek böyle bir şekil de bulunuyor. aynı ruhum gibi..
sbb'de guitar hero'ya takmış kafayı, ama alamıyor. müsade alamamış. bir sonraki ayı beklemesi gerekiyor. ama onun için üzülemedim, çünkü nintendo vii'si var onun. benim yok. halbuki benim de olsun istemez miyim? isterim. dedim ya, 10 istiyorum 1 alıyorum. bu durumda 9 tane şeyden vazgeçtiğim an kendimi ödüllendirmek için mario'nun tombul kollarına koşarım, kaplumbağaların kafasına basa basa zıplarım, enginlere sığmam taşarım.. öperim.
2 yorum:
Ev dekorasyonuna bayılıyorum , yazılarını takıp etmek gıttıkce daha cok keyıf verıyor...
tenk you :)
benim keyfim depres'yana yatık halinden biraz çıkınca yazılar da daha keyifli oluyor elbette ama malesef ben acı çekerken yazmaya meyilli bir insanım, o yüzden bunlardan çok çıkmıyor..
Yorum Gönder